Hayatın ritmine ayak uydurmaktan kaçıyorum. Çok iyi müzik kulağımın olmadığını söyleyebilirim. Belki de ritme ayak uydurmaktan kaçmamın sebebi, ritmi ruhumda hissedemeyişimdir. Öyle ya da böyle, hiçbir şeyin kesin bir tanımı olmayan ve olmaması gereken bu hayatta, tutup bu ruh halini tanımlamaya kalkmayacağım.
Diğer taraftan hayatın baş döndürücü bir düzen içinde aktığını düşünenlere hak vermemek elde değil. Döngü o denli intizam içerisinde ki düzenin içine giren bir daha dışına çıkamıyor, dışarıdaki de kolayına içeri giremiyor. Döngü içerisindekiler, bir semazen gibi huşu içinde var oluşunun gayesi peşinde koşuyor. Baş döndürücü bir düzenden bahsetmem boşuna değil. Bu şahesere her bakışımda başım dönüyor, tutunacak bir yer arıyor ellerim. Bir seferinde elim boşta kaldı, kütük gibi yuvarlanıverdim olduğum yere. Nasıl mı oldu, arz ediyorum.
Bir gün evden, adetim olmamasına rağmen erken çıktım. Şöyle bir şehrin yeşile boyanmış yerlerinde aylak aylak dolaşırken insanların evlerinden çıkmaya başladığını gördüm. Hemen bir köşeye saklanıp onları seyre koyuldum. Kimisi özel otomobiline binerek uzaklaştı, kimisi otobüs duraklarına akın etti. Bazıları önce çocuklarının elinden tutarak onları bir yerlere bırakma telaşı içerisindeydiler. Otobüsler, otomobiller, dolmuşlar huşu içinde dönmeye başladılar. Bunun başlangıç olduğunu sonra anlayacağım. Düzenin içine yeni girmiş olanlar önceleri biraz zorlansalar da kısa süre içinde, döngünün cazibesine kapılarak düzene alışıyorlar. Varacakları yere ulaşanlar araçlarından inerek binalara doluştular. Merdivenlerden çıkarak kendilerine tahsis edilen mekana sığındılar. Akşam olunca yeniden hareketlendi ortalık. Sabah olanlar yön değiştirerek tekrar etti. Bunları seyrederken, kontrolümün dışında işler karıştıran hayal dünyam, günleri saniyeler gibi geçirdi gözümün önünden. Hayat düzeni hızla dönmeye başladı. Günler sinema şeridi gibi akmaya başladı.
Ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev, ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev,
Ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev, ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev,
Ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev, ev-yol-otobüs-iş yeri-yol-otobüs-ev,
…
Ne olduysa o an oldu. Başım döndü. Tutunacak bir şey aradım. Elimi boşlukta gezdirdim. Sonrası malum…
NOT: Bu yazı 2015 yılında, şehir hayatının verdiği bıkkınlık ile yazıldı. Şehirlerin sessiz kaldığı karantina günlerine atfolunur.